Mirac Kandili Nedir , Miraç Kandilinin Anlam ve Önemi

Hiç yorum yok
Miraç, Receb ayının 27. Gecesi Cenab-ı Hakkın daveti üzerine Cebrail Aleyhisselâmın rehberliğinde sevgili Peygamberimiz (sas) in Mescid-i Haramdan Mescid-i Aksâ'ya, oradan gökyüzüne ve kâinatın sahibinin huzuruna yükselmesidir. Miraç hadisesi peygamber efendimizin kuran-ı kerimden sonraki en büyük mucizesidir. Bu olay zamanı ve mekânı aşan maddi kanunların ötesinde gerçekleşen bir olaydır.
Aziz Kardeşlerim!
Miraç olayından önce Müslümanlar, müşrikler tarafından akla hayale gelmedik zulme uğramış ve işkenceler görmüş, inananlar büyük bir imtihana tabi kılınmıştır. Bu olaylar ve amcası Ebu Talibin ölümü, biricik eşi Hz. Hatice'nin vefatı üzerine peygamberimiz iyice bunalmış ve Alemlerin rabbi Allah (c.c) peygamberini tesellli etmek, İsra suresi 1. ayeti kerimesinde "gücümüzü göstermek için" ifadesinde olduğu gibi varlığını ve kudretini göstermek, cennet ve cehennemi göstererek birtakım mesajlar vermek için onu katına yükseltmekle şereflendirmiştir.

Bir mucize olan bu Miraç yolculuğunda Peygamberimize üç hediye verilmiştir:                                                                             1.Kuran-ı kerimin    “ insanı tüm kötülüklerden                                                                                                                                             alıkoyar”[1] dediği Namaz.                               2.Halk arasında (Amenerrasülü) diye bilinen, iman esaslarını ve dua cümlelerini içeren Bakara sûresinin son iki âyeti, Peygamberimiz (sav) Bakara suresinin bu son iki ayetiyle ilgili, "Kim her gece Bakara sûresinin son iki ayetini okursa (bu kıraat o geceyi ihya etme açısından) ona yeter" buyurmuştur[2]
3.
Allaha hiçbir şeyi ortak koşmadan ölen kimselerin günahlarının affedileceği ve Cennete girecekleri müjdesidir.       

 Bizler inanlar olarak miraç hadisesinden kulun Rabbinin katına yükselebilmesi için dünyevi emellerden arınması gerektiğini, manevi yükselişin de ancak bu şekilde olabileceğini anlıyoruz. Miraç hadisesi Cenab-ı Hakkın her şeye gücünün yettiğini göstermesi bakımından üzerinde düşünmemiz ve ibret almamız gereken bir olaydır. Bu mucize şüpheyi değil imanımızı artırarak başta namaz olmak üzere ibadetlerimizde daha şuurlu, samimi ve dikkatli olmamıza vesile olmalıdır. Peygamberimizin ifadesinde olduğu gibi “Namaz müminin miracıdır” diyerek maddi ve manevi kirlerden arındırılmış bir kalp ve ihsan şuuruyla kılınan namazın, ümmetin Miraç asansörü olacağını asla unutmayalım. Ayrıca bu olay, Allah’ın kendisine inanan samimi kullarını asla yalnız bırakmayacağı, Allaha karşı kulluk görevini hakkıyla yerine getiren bir insanın meleklerden bile üstün olduğunun göstergesidir.
Değerli Kardeşlerim!
Bütün mübarek gün ve gecelerde olduğu gibi bu geceyi de Cenab-ı Hakkın rızasını kazanmak niyetiyle dolu dolu geçirmeyi, bu gecede emrolunan peygamberimizin “gözümün nuru” dediği başta namaz ibadeti, dualar, zikirler ve tefekkür ile geçirerek, rabbimizden kendimiz, ailemiz ve bütün din kardeşlerimizin dünya ve ahiret saadeti için dua ve niyazda bulunalım.
Yarın akşam idrak edeceğimiz miraç kandilimizi en kalbi duygularla tebrik ederken, miraç kandilimizin ümmetin miracına vesile olmasını Cenab-ı Haktan niyaz ediyor ve hutbemi miraç hadisesini anlatan İsra suresi 1.ayet mealiyle bitirmek istiyorum. “Ayetlerimizden bir kısmını göstermek için kulunu bir gece Mescid-i Haram'dan alıp çevresini mübarek kıldığımız Mescid-i Aksâ'ya götüren Allah’ın şanı ne yücedir. Şüphesiz ki O her şeyi hakkıyla işiten, her şeyi hakkıyla görendir.” (3)
(1)Ankebut  29/45
(2)Beyzavî 2/274)
(3)İsra 17/1

Hiç yorum yok :

Yorum Gönder